Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  26 Nisan 2024

   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   Z KUŞAĞI..!!!   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   CANPOLAT KIRSALA DEVAM DEDİ   CAMPOLAT Kırsalı İhmal Etmiyor   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR KÜME DÜŞER Mİ?
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

DEPREMLE YAŞAMAK

 

DEPREMLE YAŞAMAK


Önce müthiş bir gürültü geldi yer kürenin deniliklerinden.

Marmara’nın batısına, tonlarca bomba düşmüştü sanki.

Sonra görülmeyen bir el yapışıp yakasına binaların, yerle bir edinceye kadar silkeleyiverdi Marmara’nın batısındaki şehirleri.

17 Ağustos 1999’da saatler; 03.02’yi gösterirken, depremle birlikte bir başka gerçekle daha yüzleştik.

Depremi yaşayan ve yaşamayan 70 milyon yurdum insanı, yerleşim birimlerinin yetersizliğini ve yaşama mekanlarının güvensizliğini farkediverdi birden.

Evlerimizi, şehirlerimizi, kasaba ve köylerimizi sorgulamaya ve toplumsal yaşamımızı konuşup, tartışmaya başladık.

Bilenimiz konuştu, bilmeyenimiz tartıştı uluorta, her yerde.

Yeni yeni terimler öğrendik. Rihter ölçeğini, fay hattını, artçıları, öncüleri, tetiklemeleri ve daha neleri neleri konuştuk, anlattık, dinledik sürekli.

Küçük kıyamet diye de adlandırıp andığımız 17 Ağustos felaketi, hiç şüphesiz bu coğrafyada yaşanan depremlerin ilki olmadığı gibi sonuncusu da değildi. Daha on yıl önce coşkulu törenlerle tarih mezarlığına gömdüğümüz 20’nci Yüzyıl’da hemen hergün sessizce sallanıp durdu Anadolu...

1903‘te Malazgirt..

1912‘de Mürefte ve Şarköy..

1914‘te Burdur..

1924‘de Erzurum ve Hasankale..

1935‘te Erdek ve Marmara sallandı beşik gibi.

Evler yıkıldı ocaklar söndü ve ölüm kol gezdi yerle bir olan kasabalarda, köylerde ve şehirlerde.

Ne var ki her şeyi unutturdu zaman.Yaralar sarıldı; evler onarıldı, yitikler, acılar ve hatta ölümler silinip gitti hafızalardan.Ta ki beterin beteri bir felaket bir kez daha bütün hıncıyla çalıncaya kadar kapımızı...


ERZİNCAN'DA BİR KUŞ VAR...

27 Aralık 1939‘da 8 şiddetinde korkunç bir sarsıntı ile uyandı Erzincan; hem de gecenin bir yarısı, uykunun en ağır yerinde. Depremin şiddeti ta Karadeniz’de duyuldu ve 7 bin bina çöküverdi birkaç saniyede.

Birkaç saniye yetti 32 bin insanın feci şekilde can vermesine; bir o kadarının yetim, öksüz ve dul kalmasına. Geceye 20 bin nüfusla başlayan kent merkezi, 12 bin acılı insanla çıktı sabaha.

Şehir enkazın kuzeyine, daha sağlam bir zeminde yeniden kuruldu kısa sürede. Daha doğrusu; deprem bir kez daha uyarıncaya kadar, bu varsayımla avutuldu Erzincanlı.

Ne var ki 2000’e 8 kala, 1992’nin bir bahar akşamı ve 53 yıl aradan sonra, ölüm meleğinin yolu bir kez daha Erzincan’a düştü.. Bir kez daha sallandı talihsiz şehir; bir kez daha yıkıldı depreme dayanıklı binalar. Zeminin ve yapıların sağlam olmadığı, yıkıntıların altından 400 talihsiz insanın cansız bedeni çıkarıldıktan sonra anlaşıldı ancak.


DEPREMLE UYANMAK

Depremle uyanmak; her karış toprağı, dağı, taşı, kurdu, kuşu, doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi; geçmişi ve de geleceği ile Anadolu’nun alın yazısıdır.

Ve bu acı gerçek, en tepedeki insandan, dağdaki çobana varıncaya kadar ve bugün olduğu gibi dün de herkesce bilinir. Bilinir bilinmesine de.. Ama her nedense;

1942‘de Niksar, Erbaa...

1943‘te Adapazarı, Tosya, Ladik..

1944‘te Bolu, Gerede.. Ayvalık, Edremit..

1949 Karlıova...

1951‘de Kurşunlu, Ilgaz..

1953‘te Yenice, Gönen..

1957‘de Bolu, Abant..

1964‘te Manyas, Karacabey...

1966‘da Varto, Hınıs ve Eleşkirt’te yüzlerce evin, binlerce cana mezar olmasının önüne geçemedi kimse.


VE SAKARYA

Yüzyılın ilk felaketini 1943’te yaşayan Adapazarı'nda; 24 yıl sonra ve eski yaraları henüz kabuk bağlamamışken, 1967‘de bir kez daha yer yerinden oynadı.

Bir kez daha ve 24 yıl öncekinden çok daha fazlasını yitirdi insanlar.

Daha çok ölüm, daha çok acı ve daha çok gözyaşı getirdi modern apartmanlar, dev bloklar ve gecekondular. Ve kent tarihinin son 56 yılında, üçüncü kez yenik düşmüştü depreme ve ihmale.


17 Ağustos 1999’da, saatler: 03.02’yi gösterirken;

Adapazarı, bir kez daha can pazarına döndü 45 saniyede.

Önce kulakları sağır eden bir gürültü geldi yerin altından...

Marmara’nın batısına, tonlarca bomba düştü sanki bir anda...

Görülmeyen bir el yapışıp yakasına binaların, yerle bir edinceye kadar silkeledi Adapazarı, İzmit, Yalova, Gölcük ve Karamürsel’i...

17 Ağustos 1999’da, saatler; 03.02’yi gösterirken, depremle birlikte bir başka gerçekle daha yüzleşti Türkiye. Bir şeyin yokluğunu, eksikliğini ve ezikliğini hissetti yüreğinde.

12 Kasım 1999’da, saat: 19.03’te Düzce’ sarsılıverince ansızın; daha bir korku sardı yürekleri.

Daha bir endişeyle bakıldı altına sığınılan yapılara.

Sadece asrın felaketinde evi yıkılanlar, zarar görenler ve yakınları değil; 70 milyon insan; evinden memnun ve de mutlu olmadığını farketmeye başladı.

Sorunlar masaya yatırıldı..

Sorumlular araştırıldı birer ikişer.

Çuvaldız yine ve her zaman olduğu gibi, önce başkalarına batırıldı..

20 binden fazla insana mezar olan evlerin müteahhitlerine ve suç ortaklarına çevrildi tüm oklar...

Birkaç sanık, birkaç yıl süren yargılama ve demir parmaklıkların arkasına gönderilen bir müteahhit..

Ve bir de ABD Devlet Başkanı Clinton'un burnunu çeken Erkan bebek kaldı ogünlerden anılarda...

Depremlerle yaşamaya alıştık böylece.

Ekleme Tarihi: 17 Ağustos 2014 10:07

Yazarın Diğer Yazıları İçin

Yorum Ekle

Yazdır

Flash Haber

URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

 Taşı toprağı altın değil tarih olan kadim şehir Şanlıurfa'da, uzun yıllardır atıl durumda olan ve kente çirkin bir görüntü veren Hacı Kamil Konağı restore edilerek turizme kazandırıldı.

Köşe Yazarları

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Mustafa ARISÜT

 

Osman Ataman BİNER

 

Hüseyin GÜZEL

 

Ayten DOĞAN

 

Metin ŞENAY

 

Mehmet CANBEYLİ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  26 Nisan 2024