|
DURUN ARKADAŞLAR,BU YOLUN SONU TETİRBE..!
Ülkemizin dört bir yanı kan gölü. Irak, Suriye, Mısır, Tunus ve Libya yıllardır kaos içinde ve bu ülkelerin insanları her gün ölümle iç içe yaşamakta.Yunanistan’da ekonomik kriz, Ukrayna’da belirsizlik. Bir Türkiye kalmıştı şimdi sırayı bize vermek üzereler. Son günlerde yaşanan olaylar, adım adım bizi bu karanlık oyunların figüranı olarak sahneye atıyor.
Şehit olan polis ve askerler bu Ülkenin bölünmesi ve kaosa sürüklenmemesi için can verdiler. Acılarımızı, öfkelerimizi sokaklarda yürüyerek dile getirmekse, bu oyunlara alet olmak demektir. Masumca ve samimice yapılan bu tür eylemler, provokatörlerin ekmeğine yağ sürüyor.
Şimdi sağduyulu ve sakin olma zamanıdır. Yakıp yıkmak, kin ve nefret saçmak ne Ülkemize ne de insanımıza fayda getirir. Hemen yanı başımızda Suriye’de yaşanan olayları unutmayalım. Suriyeli masum insanların yaşadıkları dramlar her gün gözümüzün önünde devem etmekte, malını mülkünü bırakıp göç eden insanlar ya çadır kentlerde ya da Avrupa’ya göç yollarında sefil ve perişanlık içinde ve ölümle kucak kucağa yaşamakta. Suriyeli avukat Hasan Al Matar, Karaköprü’de inşaatta amelelik yaparken, zengin tüccar Semir amca, Maraş’ta simit satıyor, öğretmen karı koca Antep’de bir lokantada bulaşık yıkıyor. İnanın hepsi de bir an önce ülkelerine dönmek için can atıyorlar. Her ne kadar Esad’ı sevmesek de “biz vatanımızda çok mutluyduk” diyorlar.
Bizim gidecek bir yerimiz de yok. Hadi gittik diyelim, bu acıları yaşayacak yüreğimiz de yok. Kendimiz için olmasa da çocuklarımızın ve Ülkemizin geleceği için, zalimlere ve Dünyaya hakim olmak isteyen malum güçlere fırsat vermemek için sakin olmalıyız ve tüm halkımızla birlikte bu Ülkede yaşayan ne kadar millet varsa Türk, Arap, Kürt, LAZ, Çerkez hepimiz birbirimizle kenetlenmeliyiz.
Ortadoğudaki halkların, Türkiye’deki Kürtlerin ve Arapların hiç bir derdi sorunu, İsrail, Amerika, İngiltere ve Batılı hiç bir ülkenin, umurunda değildir. Onların tek derdi, sözde bu bölgelere demokrasi getirip, bölgenin yer altı kaynaklarına ve tüm zenginliklerine el koyup, halkları köle gibi çalıştırarak, ırklarının yüz yıl sonraki yaşamını garanti altına almaktır.
"Allahın on pulunu bekleyedursun on kul; Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul."
Merhum Necmettin Erbakan’ın güzel bir özlü sözü vardı; “Türk ile Kürt'ü ayırırsanız, ne Türk kalır ne Kürt. Eğer birleştirirseniz Çanakkale misali ne İngiliz kalır ne Fransız.”
Kurtuluş savaşında el ele verip destan yazan atalarımızı örnek almalıyız, bir olup birlik olup bu süreci zalimlere inat birlikte aşmalıyız.
Yoksa bu işin sonu, üstad Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi, “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!” Yani Urfa deyimiyle “Durun arkadaşlar bu yolun sonu” TETİRBE.
|
Günün Haberleri