Geçtiğimiz hafta sonu (24-25 Ocak 2015) partisinin Diyarbakır ve Batman kongrelerine katılmak için bölgemize gelen AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı konuşmaların satır aralarında kullandığı; “Biraz vakit bulsam güzel Türkçemiz gibi güzel kürtçemizi de öğrenmek istiyorum… Buradan Kobani'ye selam ediyorum… Suriye’nin her şehrine selam ediyorum… Kobanili her kardeşimi alnından öpüyor, bağrıma basıyorum… Düşünün AkParti iktidarı olmasaydı Kürtçe Serokwezir yani Başbakan yazılır mıydı…” cümleleri bugüne kadar bölgemizde yapılan hiçbir parti toplantısında kurulmamış cümlelerdir!
Davutoğlu, aynı selefinin yaptığı gibi hiç dilinden düşürmediği çözüm süreci sözünü yine yeniden tekrar tekrar dile getirmiştir. Onlar bu çözüm sürecinden bahsettikçe iyice cesaretlenen terör örgütünün, halkına ihanet içinde olan vicdanı kör, eli kanlı ve beyni satılmış yöneticilerinin çözüm sürecini nasıl çözülme sürecine dönüştürdüğüne her akşam haber bültenlerini izlerken yeniden şahit oluyoruz.
Dağlardan şehir merkezlerine inen kahraman Mehmetçiğin kılıç artığı olan teröristlerin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin birçok yerinde yol kesip kimlik kontrolü yapmaları, işyerlerini basıp ceza kesmeleri, araçları, bankaları, dükkanları, yakıp yıkmaları tamamen sıradan olaylar haline gelmiştir. Şırnak’ın Cizre İlçesinde gemi iyice azıya alan teröristlere bugüne kadar dur diyen olmamıştır. Oysa gerek sokaklarda korku salan o teröristleri, gerekse onların tasmalarını çıkarıp sağa sola saldırmaları için görevlendiren yerel ve genel teröristbaşlarının hepsini bir gecede toplayacak güce sahip kolluk kuvvetlerimizin varlığını hepimiz iyi biliyoruz. Ama nedense yapılmıyor…
Davutoğlu’nun hafta sonu yaptığı konuşmalardan sadece birgün sonra 26 Ocak 2015 Pazartesi akşamı Davutoğlu’nun kobani diye bahsettiği Suriye’nin Aynelarap şehrindeki olayları protesto için ülke genelinde sokaklara, meydanlara çıkmış ve terör eylemlerine başlamışlardır. Bu yazının kaleme alındığı dakikalarda teröristler halen vatandaşın huzurunu kaçırmaya, can ve mal güvenliklerini tehdit etmeye devam ediyorlardı.
Bakınız, üç yıl öncesine kadar Suriye’de veya dünyanın diğer ülkelerinde basılmış hiçbir haritada kobani diye bir kent yoktur. Ne zaman ki, Suriye’de merkezi idare otoritesini kaybetti, Aynelarap şehrinin adı kobani olarak değişiverdi… Bizim basın yayın kuruluşlarımızda bu konuda gereken duyarlılığı göstermeyince sanki Aynelarap diye biryer hiç yokmuş, oranın adı kobaniymiş ve orası bir kürt şehriymiş gibi lanse edildi. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, siyasi parti liderlerimiz, sanatçılarımız ve aydınlarımız tarafından Aynelarap’ın adı kobani olarak telafuz edilmeye başlandı.
Diyarbakır’dan kobaniye selam gönderirken vakit bulamadığından dolayı kürtçe öğrenemediğini söyleyen Davutoğlu’na (partisinin batı illerinde “tek dil, tek bayrak, tek millet” sloganını kullandığını da hatırlatarak) buradan bir müjde vermek istiyorum; Sayın Davutoğlu, partinizin kurduğu hükümetler tarafından başlatılan ve yürütülen çözüm süreci sebebiyle öfkesi kabaran sessiz çoğunluk (ki, buna sizin seçmenleriniz de dahil) bu öfkesini sandığa yansıtacağından dolayı 7 Haziran 2015 tarihinden sonra bol bol zamanınız olacak istediğiniz kursa katılıp, istediğiniz her dili öğrenebilirsiniz, şimdiden gözünüz aydın.
Günün Haberleri