Yazmak zorundayım… Yaşadığım bu şehrin çirkinliklerini yazmak… Havasını soluduğum bu şehrin çarpıklıklarını dile getirmek, eleştirmek zorundayım… Attığım her adımda bedenimden bir parçanın koptuğunu hissediyorum… Bazen kendi kendime soruyorum… Ben bu şehirde yaşamak zorunda mıyım?
Bu şehir benim ahlak, düzen, sevgi, saygı, temizlik, sanat ve kardeşlik anlayışımın neresinde!
Suçluyu, gezindiğim sokaklarında… Oturduğum mekânlarında, çarşılarında, hanlarında, parklarında arıyorum… Bulamıyorum… Hayvanlarına, yani kedi, köpek, böceklerine bakıyorum, onlar da benim şikâyet ettiklerimden şikâyetçiler… Sözün özü, bu saydıklarımın hepsi masum… Hepsi edepli, hepsi günahsız…
Peki, o zaman suçlu kim?
Sonunda buluyorum suçlunun kim olduğunu…
Suçlu bu memleketin insanları… Yani, ben, sen, o…Biz, siz, onlar… Veee! Seçtiklerimiz…
Ama ben, dönüp dolaşıyorum, araştırıp, gözlemliyorum, asıl suçlunun biz olduğu kanaatine varıyorum…
Çünkü içimizdeki kokuşmuşluğu, dışa fışkımış olarak tahliye ettiğimiz için yaşadığımız çevre leş gibi kokuyor ve ona uygun da bir görüntü sergiliyor…
Esnafın temizliği(!) İçimi kanatıyor… Parkların, bahçelerin, cadde ve sokakların kirliliği, içimi sızlatıyor… Binalarımızın bahçeleri, giriş bölümleri, merdivenlerinin durumu midemi bulandırıyor…
Demem o ki; İnsanların iç dünyalarını, karakterlerini görüş ve düşüncelerini hemencecik düzeltemezsiniz… Ama yaşadıkları çevreye pekâlâ müdahale edebilirsiniz. Bu da doğal olarak yerel yönetimlerin görevidir… Bunu da başarabilirseniz, o toplumu, ahlak, temizlik, kurallara uyma gibi alışkanlıklarla donatabilirsiniz…
Belediyeler iş arıyorsa bu yazdıklarımı okumalı, hem de iyi okumalı… Urfa’daki genel temizlik ve hijyen anlayışı notu kocaman bir sıfırdır… Bu ayar aynı zamanda Belediyelerin bu konularda vebal altında kaldıklarının büyük bir göstergesidir…
Bir Büyükşehirde kurbanlıklar hala sokaklarda, binaların bahçelerinde kurban ediliyorsa bunun sorumlusu halk değil belediyelerdir. Bayram süresince çöp konteynırları temizlenmiyor, akabinde ilaçlanmıyorsa bunun sorumlusu belediyelerdir. Bahçelievler, Yenişehir, Karaköprü, Esentepe gibi sözde nezih insanların ikamet ettikleri semtlerdeki binaların bahçeleri pislikten geçilmiyorsa bunun sorumlusu belediyelerdir… Fırıncıların, yakacaklarının, odunlarının sokak ortasında, ya da kaldırım kenarlarında depolandığını görüyorsak bunun sorumlusu belediyelerdir.
Kasapların etlerini, kendi araçları ile dükkânlarına taşımalarında gösterdikleri çağdışılığın önüne geçmek yine belediyelerin görevidir… Açıkta yiyeceklerin sergilenerek satışa sunulmalarını önlemek belediyelerin görevidir…
Belediyelerin görevini bilmeyenler öğrensin… Bu saydıklarım daha devede kulak… Şehir hızla kirleniyor… Şehir hızla geriye gidiyor… Kan kaybediyor… Halkın genel görüşü bu yöndedir…
Şehrimizin topyekûn bir temizlik seferberliğine ihtiyacı vardır… Denetimlere ihtiyacı vardır…
İlimize gelen turist sayısındaki azalmayı siz neye bağlıyorsunuz?…
Artık zihinlerden, “Urfa çok temiz bir şehir” övgüsü yerine, gün geçtikçe, “Urfa on yıl önceki haline mi dönüyor?” Sorusu gündem oluşturuyor…
İlgililere, ilgilenlere ve çevre temizliği nedir bilmeyen halkımıza iletilmek üzere…
KÜLTÜR VE SANAT YAĞMURLARI ALTINDA ISLANMANIZ DİLEĞİYLE” Usta.
Yazdıklarınıza başından sonuna kadar katılıyorum.
1 belediye başkanının tek başına yaptığı temizliğin onda birini, büyükşehirle birlikte 4 belediye başkanı yapamıyor.Şehir gittikçe kirleniyor. Dikkatimi çeken bir başka konuda nargilenin aleni olarak içilmesine müsaade edilmesidir. Çocuk ve gençlerin merakını celbedip içilmesini özendirmektedir. 26/10/2014 15:01
URFA BİTMİŞ EDESSA
valiyi belediye başkanı yaparsan olAcaĞI BIDIR. URFANIN 5 YILI ÇÖPE GİTTİ. 24/10/2014 17:37
Günün Haberleri