23 Ekim 2018 00:25

TÜRK'ÜM DOĞRUYUM ÇALIŞKANIM

TÜRKÜM…DOĞRUYUM…ÇALIŞKANIM…

Mesleğim gereği yıllarca yüzlerce yavrumuzun sabahın ayazında,öğlenin sıcağında hep bir ağızdan söylediği AND’ı dinledim…Bu AND’ın tarihçesini kaç kişi biliyor;bilmiyorum!..Andımız yazarı Reşit Galip’in adını merak edip öğrenen kaç kişi var?Onu da bilmiyorum…Bildiğim tek şey,DANIŞTAY’ın üzerine vazife olmadığı halde müthiş bir zamanlamayla aldığı bu kararın AK Parti MHP dayanışmasına dinamit koymak olduğuna adım gibi eminim!AK PARTİ’yi ve ERDOĞAN’ı “mutlak iktidar” sananlara kapak olsun…Bürokrasi hakimiyetini kolay kolay kaptırmayacağını her vesileyle gösteriyor…Gelelim ANDIMIZ meselesine…

Reşit Galip döneminin bir despotudur…Birileri devrimci,idealist olarak pazarlamaya çalışsa da bir tıp doktorunun kendi kendisini “Tarih Profesörü”olarak ataması…hem de Fuat Köprülü gibi bir “Dünya devi tarihçi ve Türkologun…,Heidelberg,Atina ve Sorbonne üniversitelerince ONURSAL DOKTORLUK ünvanı verilmiş bir dehanın bulunduğu yerde…böyle bir deliliğe tevessülünü cüreatkârlıkla açıklamak yetmez…

Zeki Velidi TOGAN ki deha derecesinde müthiş bir tarihçi…Türk milliyetçisi,Alparslan TÜRKEŞ’in dava arkadaşı olmasının ötesinde Köprülü gibi dünya çapında bir alimidir… 1931’de Türkiye’yi terkine sebep olmuştur…Yine 1931 yılında Türk Tarih Kongresi’nde M.Kemal’in hazırlattığı Türk Tarih Tezi’ndeki Türklerin Orta Asya’dan kuraklık yüzünden göç ettiği iddiasına bilimsel verilerle karşı çıkan duayen tarihçi Zeki Velidi’ye cevap vermek için hiçbir tarih eğitimi almamış Reşit Galip kürsüye çıkmış ve şöyle demişti:

“Arkadaşlar esefle ifade edeyim ki Zeki Velidi Bey’in Darulfünün’undaki kürsünün önünde talebe olarak bulunmadığıma çok şükrediyorum... Türkiye Cumhuriyeti Darülfunun’un kürsüsü bu kadar hafif malumat ve bu kadar sakim metotlarla işgal edilecek kıymetsiz bir mevki değildir.”Böyle bir küstahın devlet katında da itibar görmesi üzerine TOGAN ülkeyi terketmiş,ancak 1944’te dönmüştür…

Bu küstahlık size günümüzde TVlerde boy gösterip kendi alanı dışında her konuda ahkam kesen papyonlu birini hatırlatıyor mu acaba?Şunu da ekleyelim ki ANDIMIZ DA ANDIMIZ diyen Türkçü –Ülkücü kardeşlerimize belki bir şeyleri hatırlatırız…TOGAN’ı bu aşağılaması üzerine Reşit Galip’e sekiz arkadaşı ile birlikte Hüseyin Nihâl Atsız; "Biz, Zeki Velidi'nin talebesi olmakla iftihar ederiz" ifadesi ile bir protesto telgrafı çekmiştir…Tabi Milli Eğitim Bakanı olduktan sonra Nihal ATSIZ’la uğraşmış,asistanlığına son vermiş,ORHUN DERGİSİ’ni kapattırmış,defalarca sürgüne göndermiştir…

Ülkücü bir sendikanın geri dönmesi için Danıştay’a başvurduğu, MHP’nin genel merkezine dev poster yapıp astığı andımızın yazarı, Türk milliyetçiliğinin kalbi olan Türk Ocakları’nın tasfiyesinde de başrolü oynamıştı.Acaba bu tavırlarında "Evrensel Yahudi Birliği Okulu" anlamında Allianca İsraelite Üniverselle School’da ve daha sonra İzmir’deki Fransız Rahiplerinin Frerler Cemiyeti tarafından açmış olduğu St. Jean Babtiste Kolleji’nde eğitim görmesinin…yani kökeninin…yani..sahip olduğu “manevi değerler”in payı var mıdır?

İşte bu adam bir sabah gelip yazdığı bir metni tüm memleket çocuklarının her sabah okumasını emreder…Çünkü o bir Maarif Vekili,yani Milli Eğitim Bakanı’dır…Ve tüm Avrupa’da faşizm yükselişe geçmiş,Almanya’da Führer Hitler,İtalya’da Musollini rüzgarları esmeye kitleleri ve devletleri etkilemeye başlamıştır…Yeni bir toplum yaratma düşüncesiyle gençliğe belli bir düşünce doğrultusunda şekil vermek,gençliği formatlamak amacıyla faaliyetler,eğitimler yapılmakta dernekler kurulmaktadır…Zamanın ruhu DUÇElerİ,FÜHRERlerİ,MİLLİ ŞEFleri yaratıp…yani Kılıçdaroğlu’nun kulağı çınlasın TEK ADAM-DİKTATÖRLÜK RÜZGARLARI ESTİRMEKTE…

İşte çocukları öğüt vererek,şartlandırarak formatlamak isteyen bu adam “büyükleri saymak”dediği halde büyüklerine gerekli saygıyı göstermemiştir. İstiklal Savaşı kahramanlarından Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele gibi İstiklal Harbi kahramanlarının yargılandığı İstiklal Mahkemeleri’nde kürsüde oturan üç üye hakimden biriydi ve daha 34 yaşındaydı…

Oral Çalışlar’dan bir anektodla devam edelim: Dönemin MHP yöneticisi olduğu için tutuklu bulunan Yaşar Okuyan ailesiyle yaptığı görüşten gözleri yaşlı döndü. “Neden? Başına neler geldi?” diye sorduğumuzda şunları anlattı: “Tel örgülerle çevrili görüş yerine gittiğimizde tel örgünün öte yanında küçük kızım ve eşim duruyorlardı. Bizi götüren çavuş, ‘Andımız’ı okumamızı emretti. Yoksa ‘görüşme’ izni verilmeyecekti. Okudum, hançeremi yırtarcasına bağırarak okumamızı istediler. Benim bu halimi gören kızım ağlıyordu. Ona bakınca ben de gözyaşlarımı tutamadım.”

ANDIMIZ’ın anlamı şuduru buduru bir yana bırakalım.Yıllarca insanlara bir papağan muamelesi yapılması bile kaldırılmasına yeter…

Son söz…Yıllarca tekrarlattınız da ne oldu?Hangi olumlu sonucu aldınız…Türk’üm …dedirttiniz…PKK…DEV-YOL…DHKP-C…HİZBULLAH…türedi…Üçkağıtçılık… Doğruyum Çalışkanım… dedirttiniz Adam kayırmacılık …Hırsızlık…Vurgunculuk… Faizcilik…vs. her türlü rezillik aldı başını gitti…

Küçüklerimi korumak büyüklerimi saymak …dedirttiniz…çocuğa,kadına ve hatta hayvanlara şiddet gündelik vakalardan oldu…Eyyy büyük Atam dedirttiniz…Anlı şanlı yazarlarımız, vatan hainliği tescilli gazeteciler ATATÜRK kitaplarıyla köşeyi dönme çabasına girişti…

VELHASILI YILLARCA PAPAĞANLAR GİBİ TEKRARLATTIĞINIZ HEMEN HİÇBİR ŞEY GERÇEKLEŞMEDİ…BUNDA ISRAR NEDEN…KÖRPECİK BEYİNLERE “NE OLDUKLARINA” DAİR YEMİNLER ETTİRECEĞİMİZE “NASIL OLMALARI GEREKTİĞİNİ”ÖĞRETSEK DAHA GÜZEL OLMAZ MI?