10 Haziran 2016 10:16

İŞ-KUR KURSİYERLERİ..!

İş-Kur Kursiyerleri



Sanırım 5 yıl kadar önceydi, Türkiye Çalışma ve İş Kurumunun Toplum Yararına Çalışma Programı (TYÇP) kapsamında birçok ilde olduğu gibi Şanlıurfa’da da kursiyer alınmaya başlandı.

Sadece Şanlıurfa’da her yıl 3 bin civarında kursiyer alınıyor…
İş-Kur Kursiyeri adı altında çeşitli resmi kurumlarda işe alınan bu gençlerimiz 7 ila 9 ay çalıştırıldıktan sonra çıkışları veriliyor.


AKP’nin işsizlik oranını düşük göstermek için bu yönteme başvurduğunu söyleyenler olsa da, bu iş için her sene çeşitli liste savaşları yaşansa da, şimdi ortada daha net bir gerçek bulunmaktadır.


Mübarek Ramazan ayını idrak ettiğimiz bugünlerde Şanlıurfa’daki bazı resmi kurumlarda 7 aylık çalışma sürelerini dolduran İş-Kur kursiyerlerinin Ramazan’ın 10. Gününe denk gelen 15 Haziran 2016 tarihinde yani bayrama 20 gün kala işten çıkarılacak olması son derece acı bir durumdur.


Bir sene bu kursiyer listesine girebilme şansını yakalayanın bir sonraki sene için hiçbir garantisi bulunmamaktadır.

Kursiyer olarak kamu kurumlarında çalışan bu insanlar ne memur, ne işçi sınıfında değerlendirilmedikleri için kıdem tazminatı, yıllık izin, ikramiye gibi sosyal haklardan da mahrumdurlar…

Hatta (belki çok şaşıracaksınız) bu İş-Kur kursiyerlerinin hastalanmaları halinde rapor almaları işten çıkarılmalarına sebep oluyor. Yani bir başka ifade ile İş-Kur kursiyerlerinin hastalanma hakkı bulunmamaktadır.


Her sene kursiyer programının başlayacağı dönemde saatlerce bazen günlerce Çalışma ve İş Kurumunun kapısında sıra bekleyen, sırasının kendisine gelmesi halinde listeye adını yazdıran ve şansı da yaver giderse kur’a çekilişinde ismi çıkan bu insanlar sekreter, aşçı, tarım işçisi, garson, temizlikçi, muhasebeci, beden işçisi, laborant gibi çok geniş bir yelpazede hizmet vermektedir.

Daha önce Türkiye’de uygulanan taşeron işçi sisteminden dolayı yüzbinlerce insanımız mağdur olmuştu, henüz taşeron işçilerin sorununa bir çözüm bulamamışken şimdi yeni bir mağdur kesim oluşturuluyor…


Halbuki, bu İş-Kur kursiyerliğinin bir benzeri Avrupa ülkelerinde de uygulanmaktadır. Orada sistem şöyle işliyor; kursiyerler belli bir zaman diliminde bir iş kolunda kursa tabi tutuluyor ve kurs bitiminde kamuda ya da özel sektörde eğitimini aldığı branşta işe yerleştiriliyor. Yani ciddi manada kalifiye eleman yetiştiriliyor ve yetiştirilen bu kalifiye elemanlara anında istihdam sağlanıyor.


Ama bizde bu sistem tamamen yanlış uygulanmakta, İş-Kur kursiyerliği yüzünden, bakanlar, milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanları ve kurum müdürleri meşgul edilmekte, kurs bitince de kursa tabi olanlar mağdur edilmektedir.


Buradan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına ile aynı zamanda Şanlıurfa Milletvekili olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanına ve siyasi iktidarın il başkanına sesleniyorum; aldıkları asgari ücretle zaten açlık sınırının altında yaşayan İş-Kur kursiyerlerini mübarek Ramazan ayında işten çıkararak mağdur etmeyin, Suriyeli sığınmacılara milyar dolarlar harcayan bir ülkenin kendi vatandaşlarını bayrama 20 gün kala işten çıkarması vicdanları derinden yaralamaktadır.


Bu mağduriyete dur demek için kurs süresi mutlaka uzatılmalıdır. Kurs süresinin 3 ay uzatılması ile bu insanlarımız Kurban Bayramı bitiminde işten çıkarılacaktır. Gelişmiş ülkelerde var olan bir sistemin yanlış uygulanmasından dolayı bu insanlar mağdur edilmiştir. En azından bu sene iki dini bayramı da çalışarak geçirmeleri sağlanmalıdır.
İftar sofrası başında okunacak ezanı beklerken sizleri bu konuda vicdanınızın sesini dinlemeye davet ediyorum.

Lütfen vicdanınızın sesini dinleyin bu insanları, eşlerini, çocuklarını bir kez daha düşünün, eğer bunu yapamıyorsanız, gıda yardımı kampanyalarınızın, yetimleri giydirme faaliyetlerinizin, kurduğunuz iftar sofralarının gösterişten ibaret olduğunu söylemek zorundayım!