22 Ocak 2016 10:46

KARNEDEKİ PAYIMIZ



Karnelerin alınmasıyla birlikte malumunuz olduğu üzere bazı evlerde kutlamalar yapılırken bazı evlerde de kızılca kıyametler kopmaya başladı.



Genel olarak dengede tutma, dengeleyebilme sıkıntısı yaşayan bir toplum olarak bu hususta da demirin tavını maalesef kaçırıyoruz.

Öncelikle çocuklarımızın eline verilen karneyi değerlendirirken veli de başarıda ya da başarısızlıkta kendine düşen analizi iyi yapmalı.

Hatta ve hatta öğretmenler ve ilgili görevliler de o karnedeki kendilerine düşeni çok iyi değerlendirmeli.



Eğitim ve öğretim, üçtaşlı yer ocağı gibidir. Taşlardan birini, yerinden oynattığınız anda denge bozulur.

Çocuğun durum değerlendirmesi yapılırken de bu taşların yerli yerinde olup olmadığı kontrol edilmelidir.



Başarı, kişisel olmayıp sadece doğru hedef programlaması yapmakla sağlanır. Her anlamda ailesi ve öğretmenleri tarafından yoğrulup hayata uyumlu ve hazır hale getirdiğimiz çocuklarımızın başarısızlıklarında sorgulanması gereken onlar değil bizlerizdir.



Herkesin kendi öz eleştirisini yapması şarttır. Çocuğa yüklenmektense kimlerin nerede neyi eksik bıraktığını bulması ve bunu nasıl telafi etmesi gerektiğini düşünmesi gerekir.



Çocuklara, karnelerindeki düşük notlarından dolayı çeşitli cezalar verilmesi, eğitim hayatlarıyla ilgili yaşayacakları sorunlara şimdiden davetiye göndermek demektir. Çünkü yetersizlik duygusu pekişen öğrenci, özgüvenini kaybetmeye başlar. Güvensiz çocuklar da okul başarısıyla hayatta bir yer edinmeye çalışmaktansa genellikle kendilerini, güvende hissedebilecekleri gruplara dâhil etmeye çalışırlar. Yani sokağın güçlerine…



Çocuklarımıza karnelerindeki başarılarından dolayı çok uç noktalarda ödüller sunulması, kendi yaşamlarını şekillendirmeleri hususunda onları sorumluluk bilincinden uzaklaştırır. Bir öğrencinin görevi zaten eğitim öğretim sürecinde verilen bilgileri doğru kaydedip, gerektiği zaman o bilgileri doğru şekilde kullanabilmektir. Ancak başarısı ödüllendirilen öğrencinin motivasyonunun da artacağı bir gerçektir. Bu yapılırken de çocuğun manevi yönünü kuvvetlendirecek değerler göz önünde tutularak yapılmalıdır. Ailece yapılacak bir gezi, istenilen bir filme ailece gitmek, sağlıklı, sevgi dolu, kendini güvenli ve samimi hissedebileceği bir aile sıcaklığını yaşatacak etkinlikler gibi. Bunlar birçoğunuza komik gelecektir. Çünkü şu an birçok veli akıllı telefonları, tabletleri, müzik çalarları, pahallı pahallı oyuncakları almıştır bile.



Yarıyıl tatilinde, çocuklarımızla nitelikli vakit geçirmeliyiz. Yapacakları mini bir programlamayla zaman yönetimini; dinlenme, eğlenme azıcıkta konu taraması ve tekrarı yapmaya uygun hale getirmeliyiz. Onlarda gözlemlediğimiz eksiklikleri, kendilerinin de fark etmelerini sağlayarak bunları tamlamaları konusunda rehberlik yapmalıyız.



Sanal ortamlardaki gezintilerinin, kendi kontrolümüzde olmasını sağlamalıyız.



Kitap okuma alışkanlığını pekiştirmelerine destek olmalıyız.



Yarıyıl tatilinde, tüm eğitim camiasının, öğrencisinden müdürüne kadar, birinci dönemin tüm sıkıntılarını, olumsuzluklarını sindirip tamamen dinlenmiş bir şekilde yeni döneme başlaması dileğiyle



Sevgi ve huzurla kalın…