22 Ağustos 2015 09:43

Devlet Bey'in Çocukları


Katıldığı bir toplantıda konuşma yaparken dinleyiciler arasında yer alan Mine adındaki hanımefendi Devlet beye yıldırım aşkı ile tutulmuştu. Ortak dostların ve büyüklerin gayretleri sayesinde birkaç defa görüşen Mine hanım ile Devlet bey aldıkları evlilik kararını ailelerine de bildirerek, mütevazi bir düğünle yuvalarını kuruyorlarmış… Evlendikten sonra askere giden Devlet bey vatani görevini askeri kantinde tamamlıyormuş.



Evliliklerinin ilk yıllarında maddi anlamda büyük sıkıntılar çekmişler. Zira, evin geçimi, taksitler, faturalar, misafir ağırlama vb. giderleri karşılamaya Devlet beyin aldığı tek maaş yetmiyormuş.



Bu dönemlerde bir siyasi partinin ilçe başkanlığı görevine getiriliyormuş. Kısa zamanda bulunduğu ortamda sivrilerek bu partinin il başkanlığına yükseliyormuş. Bu arada evlilikleri 2 kız, 2 erkek olmak üzere 4 çocukla taçlanıyormuş… Milletvekili adayı oluyor ama az bir farkla seçimi kaybediyormuş... Nihayet Belediye Başkan adayı olarak girdiği seçimlerden zaferle çıkıyormuş.



Belediye Başkanı olduktan sonra büyük oğlu, son model arabasıyla şehrin sokaklarında hız denemesi yaparken yaya geçidini kullanan bilinçsiz bir bayana çarparak ölümüne sebebiyet veriyormuş… Cinayeti de andıran bu kazada can veren bayan tanınmış bir ses sanatçısı olduğundan dolayı gazeteler bu olayı birkaç gün yazıp çizseler de Devlet bey bulunduğu Belediye Başkanlığı makamını kullanarak olaya müdahale ediyor ve kazanın bütün sorumlusu ölen bayan olarak gösteriliyormuş…



Devlet beyin bir diğer şansızlığı ise çocuklarının kafasının yeterince çalışmamasıymış… Tabi o zamanlar üniversite sınav soruları çalınamadığından, satılamadığından yada mesaj olarak gönderilemediğinden dolayı yapacak çok fazla bir şey de yokmuş… Devlet beyin çocukları Türkiye’de bir üniversiteye girebilecek kadar puan alamadıklarından dolayı hemen yurtdışı alternatifi devreye giriyormuş, nasılsa artık eskisi gibi parasal sorunları yokmuş…



Devlet beyin çocukları yurtdışında eğitimlerini tamamladıktan sonra sivil hayatta hız tutkusu yüzünden bir can kaybına sebep olan büyük oğlunun askerlik çağı gelince Devlet bey, “El alemin çocukları tabi ki gidecek, ama ben evlatlarımı nasıl askere gönderirim” diye kara kara düşünmeye başlıyormuş… Biraz düşününce, biraz da çevredeki yalakalardan yardım alınca, büyük oğlanın sağlıklı olmadığına dair bir Sağlık Kurulu Raporu ile bu çözmeye karar veriyorlar ve büyük oğlan askerlikten yırtıyormuş… Büyük oğlan



Devlet bey bu arada siyaset basamaklarını inanılmaz bir hızla tırmanarak zirveye kadar ulaşıyormuş. Kendisi zirveye ulaştıktan sonra küçük oğlan yurtdışındaki eğitimini tamamlıyor ve uluslar arası bir bankerin yanında çalışmaya başlayarak dövizle askerlik yapmaya hak kazanıyormuş. Yani küçük oğlanda askerlikten yırtıyormuş… Askerlik engeli ortadan kalktıktan sonra bankerin yanındaki işinden ayrılıp, kozmetikten lokantacılığa kadar birçok işte para kazanıp birikim yaptıktan sonra kayık işletmeciliğine başlıyormuş, bununla da yetinmeyip yurtiçinde ve dışında büyük ölçekli birçok şirkete ortak oluyormuş.



Devlet beyin büyük kızı yurtdışındaki eğitimini bitirip ülkeye döndükten sonra büyük bir şirketin genel müdürüyle evlenince bu şirket ticarette hamle üstüne hamle yapmaya başlıyormuş… Temizliğine, dürüstlüğüne ve dindarlığına herkesin şahadet ettiği (!) bu şirket onlarca ilin temizlik ihalesini alarak servetine servet katıyormuş…



Küçük kızı da diğer kardeşleri gibi eğitimini yurtdışında yaptıktan sonra ülkeye dönünce kendisinden cevherden faydalanmak isteyen hiçbir şirketi geri çevirme kabalığında bulunmadığından dolayı dört-beş şirkete birden ortak olarak ticaret hayatına balıklama bir dalış yapıyormuş. Devlet bey de kızının gördüğü bu yoğun ilgiden etkilenmiş olacak ki, kızının üniversiteye girecek kadar bile puan alamadığı da unutarak “kızım sen yanımda dur, takıldığım yerlerde sana danışayım” diyormuş…



Devlet beyin çocukları bütün bu işlerin dışında ayrıca bir dernek kurup sağdan, soldan yardım da toplamayı ihmal etmiyorlarmış…



Tam bu esnada kan ter içinde uyandım, meğer rüya görüyormuşum. Hayırdır inşallah dedim… Gecenin bir yarısı, kendime bir kahve yaparak oturup uzun uzun düşündüm… Meğer Cenab-ı Allah’ın her işi güzelmiş… Allah (CC) muhafaza buyursun Devlet bey dünya evine girmiş olsaydı ve rüyamda gördüğüm gibi evlatlara sahip olsaydı şahsen ben çok üzülürdüm. Demek ki, Devlet beyin evlenmemiş olması bir nevi hakkından hayırlıymış… Haa birilerinin bu aralar çok üzerinde durduğu çocuk meselesine gelince biyolojik bağı olmasa da manevi anlamda kendisini Devlet beyin evladı olarak hisseden milyonlarca ülkücü gencin varlığı Devlet beyin ve Türk İslam Ülkücülüğü fikir sisteminin garantisidir. Allah (CC) milletin başından Devlet’i eksik etmesin... Belden aşağı vuran, siyasi ahlaktan uzak siyasetçilerin uslanması dileklerimle…