13 Ağustos 2015 15:25

EĞİTİMİN ADI VAR SADECE…

Kendimden tek satır eklemiyeceğim.
Milli Eğitim Bakanlığı 2014 Faaliyet Raporu’nda hangi bilgilere yer vermiş ve nasıl yorumlamışsa; kendimden tek kelime eklemeden özetlemeye çalışacağım.
Bimem hatırlar mısınız; çok yakın zamanlara kadar ismi dudaklardan düşmeyen, kısa adıyla bir Fatih projesi vardı iktidarın.

Hatırlamadınız mı; hani isminin açılımı Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi Projesi olan iktidarperestlerin ağızlarına sakız yaptıkları meşhur proje yahu!..
Nasıl hatırlamazsınız dostlar!.. Hani söz konusu proje kapsamında 3 yıl içinde her öğrenciye birer tablet bilgisayar verilecek… hani Milli Eğitim ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı işbirliği ile Türkiye’deki tüm dersliklere birer adet dizüstü bilgisayar, projeksiyon cihazı ve akıllı tahta koyulacak… ve hazırlanan eylem planına gore bütün bu iş ve işlemler 4yıl içinde, yani 2016 sonunda tamamlanmış olacaktı..


Evet!.. Evet!.. Hatırladınız değil mi; Hani dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, söz konusu tanıtıp töreninde irad ettikleri nutukta; Fatih Projesi'nin dünyada örnek bir proje olduğunu belirterek, bütün dünyanın heyecanla bu projenin geleceğini izlediğini söylemişti…

Evet!.. İşte o proje!.. Milli Eğitim Bakanlığı 2014 Faaliyet Raporu’nda yer alan bilgilere gore; Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi Projesi kapsamında belirlenen hedeflerin çoğuna ulaşılamamış.

Aynı rapora gore:
** Projede; 31 Aralık 2014 itibariyle, 2.800 okulun internet altyapısının yenilenmesi hedeflendiği halde; bunlardan sadece 135’inde yenileme yapılabilmiş.
** Aynı şekilde; sınıf uygulamalarında 1 milyon 200 bin öğrencinin tablet PC kullanması hedeflenmiş olmasına karşın sadece 550 bin öğrenci bundan yararlanabilmiş…
Keşke bu kadarcık olsa Milli Eğitim Bakanlığı’nın noksanı; Bakanlıkça hazırlanan söz konusu rapora gore:
** Riskli okul binalarının depreme karşı güçlendirilmesi konusunda da hedefler tutturulamamış. Güçlendirilmesi gereken 128 eğitim binasından sadece 34’ü elden geçirilebilmiş. Yani 94 okulda öğrenciler, deprem riskli binada öğrenim görüyorlarmış.
** Uluslararası İmam Hatip Liseleri ve Türkiye’de din eğitimi gören yabancı öğrenci sayısında 2014 hedefine ulaşılmış ama öğretmenlerin bilgi ve beceri düzeylerini geliştirmek, afet, acil durum gibi konularda bilinç yükseltmek gibi çok önemli konularda hedefler tutturulamamış. Örneğin, okul öncesi eğitimin önemi konusunda bin velinin eğitim görmesi hedeflenmişkin gerçekleşme düzeyi ‘sıfır’da kalmış.
** “Cumhuriyet Eğitim Gezileri”ne 9 bin 244 öğrencinin katılması hedeflenmişse de gerçekleşen sayı gene ‘sıfır’ olmuş.

Milli Eğitim Bakanlığı 2014 Faaliyet Raporu’nun “Performans Sonuçlarının Değerlendirilmesi” bölümünde, 130 madde sıralanmış ve söz konusu konularda hedefe ulaşıp ulaşılamadığı belirtilmiş.

Raporda ‘Zayıflıklar’ başlığı altında sıralananlar da şöyle:
* Sınıf mevcutlarının fazlalığı, ikili öğretimin ve birleştirilmiş sınıf uygulamasının devam etmesi.
* Özel eğitim alanında istihdam edilecek öğretmen sayısının mevcut ihtiyaca cevap vermemesi.
* Öğretmen yetiştirme ve istihdamında arz-talep dengesinin yeterince kurulamaması ve bazı bölgelerde yaşanan hızlı öğretmen değişimi.
* Eğitim planlamalarının kısa dönemli yapılması ve sık sık değişikliğe uğraması.
* Hayat boyu öğrenme faaliyetlerinin yetersiz olması.
* Okullardaki sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere ayrılan zamanın ve bu amaçla kullanılacak mevcut alanların tam zamanlı ve işlevsel olarak kullanılmasında birimler-kurumlar arasındaki koordinasyon yetersizliği.
* Kişilerin ilgi ve yeteneklerine uygun rehberlik ve yönlendirmenin istenilen düzeyde yapılamaması.
* Norm kadro uygulamasının tam olarak hayata geçirilememesi.
* Performansa dayalı izleme ve değerlendirmenin olmaması. Birimler arasında koordinasyon ve işbirliğinin yetersiz olması. Mesleki teknik eğitim istihdam dengesinin yeterince kurulamaması.
* Bakanlık birimlerinin meslek kuruluşlarıyla yeterli iletişim içinde olmaması.
* Bütçe kaynaklarının büyük bir kısmının personel gideri olarak kullanılması nedeniyle yatırımlara ayrılan ödeneğin yetersiz kalması.
* Bakanlık merkez teşkilatında fiziki mekânların dağınık, yetersiz ve çalışma ortamına uygun olmaması…
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2014 Faaliyet rapora tabi ki yukarıda özetlediğimiz kadar kısa, sorunlar paylaştığımız sayıda az değil. Bakanından en ücra köy okulunda görevli öğretmenine varıncaya kadar Milli Eğitim çalışanlarının işleri deyimin tam anlamıyla başlarından aşkın.
Dert bir değil, elvan elvan!..
Ne yapsın Bakanlık?
Sayın Bakan Nabi Avcı neylesin?
Devletin okulları yetmiyormuş gibi bir paralel yapının her dereceden okulları ve dershaneleri ile uğraşmak zorunda… Kreşlerinde bile darbeci bebekler yetiştiren bir yapıyla uğraşmak kolay değil elbet..
Fatih veya resmi kayıtlara geçen adıyla Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi Projesi‘nin hedeflerine ulaşamamasında, sakın bu paralel yapının parmağı olmasın?