08 Temmuz 2015 08:50

MUTLULUK..!

Benim çocukluğum * başlıklı yazımı okurken bir şeyin eksikliğini farkettim.

Gelen yorumlarda bahsedilen ...

Dostlarımla sohbet ederken...

Hatırlatılan...

Ancak yetişkin olduktan sonra fark edilen bir şey...

Meğer..."Bizler çocukken mutluymuşuz."

Mutluluk denilen o şey ... Çocukken bizim benliğimizde yaşıyormuş.

Anılara geri döndüğümüz zaman hissetmek... Hele hele bu yaşta anlamak...

İnsana hem sevinç hem de hüzün veriyor.

Sevinç veriyor... Mutluluk denilen şeyi yaşadığımız için.

Albert Camus'un dediği gibi...Mutluluk ömrümüzde bir defa yakalayıp,bir daha hep peşinden koşup asla yakalayamadığımız an dır !

Hüzün veriyor... Bir daha yakalama şansımız olmadığı için.

Muhakkak ki mutluluk hayatımızın birçok evresinde olmuştur.
Ama saf,duru ve sade hali, çocukken olanıdır.

Büyüdük... Yaşadığımız ülkede çok şeyler değişti.

Yağız delikanlı olduk...İşsizlik,Enflasyon,Çıkarcılık,Köşe dönmeceler,vatan kurtarmalar ve çaresizlik kavramları ile karşılaştık.

Tırnaklarımızı kazıyarak bir yerlere geldik.
Okuduk,çalıştık ve çabaladık.

Tabi...Herkesin kendisine göre bir hikayesi oldu.
Bazılarımız anne-baba hatta dede-nine olanlarımız bile var.

Yaşam bir şekilde devam ediyor.
Yeni bir kuşakla tanışmış oluyoruz.

Şimdiki çocuklar...


Devasa binalarda oturuyorlar.

Toprak yemediler.

Odalarındaki nefeslerle büyüyorlar.

Sanal ortamlarındaki kahramanları ile beraber yaşıyorlar.

Ebeveynleri onları çok seviyor ve belli ediyorlar.

Mikrop kapmasınlar diye hiyejen yorganlarda yatıyorlar.

Kötü huy kapmasın diye arkadaş listeleri inceleniyor.

Okula servisle gidiyorlar.

Veliler o kadar araştırmacı olmuş ki...Bir servisi bırakıp öteki servise geçmek için sudan bahaneler bile yaratılıyor.

Hangi dershane iyi diye... Araştırmacı velilerden tüyolar bile alınıyor.

Hepsi test çözücüsü ve puan hesaplama uzmanı oldular.

Seksek oynamayı bilmiyorlar ama sanal oyunlarda kimse ellerine su dökemez.

Bilgisayar ekranları onların en yakın arkadaşı...Ekran ona bakıyor,o ekrana bakıyor.Bütün günü beraber geçiyorlar.

Dışarıda başka bir hayatın var olduğunu bile bilmiyorlar.

Hiç ağaca tırmanmadılar. O yüzden ağaçtan düşenleri yok.

Hazır salıncaklara bindiklerinden... Doğal salıncak yapmayı bilmezler.

Paylaşmayı bilmeyen…Gürbüz,korunaklı,fiske yememiş...

100 kelimelik mesajı 10 saniyede atan teknoloji harikası çocuklarımız var.

Bazılarımız onları paşazade.

Kimilerimiz onları prenses.

Çokları ise beyzade gibi büyütüyor.

Şimdi bu çocuklar bu kadar sunulan imkana rağmen "mutlu" mu !

Onu bilmiyorum ...Sizce !

Bildiğim tek bir şey var...
Biz çocukken,her türlü yokluğa rağmen
"MUTLUYDUK."
Sağlıcakla kalınız