09 Ocak 2015 16:20

Karlı, buzlu ama sevgi dolu…



Ellerimi saçlarımın arasında gezdiriyorum. Kafam avuçlarımın arasına düşüveriyor. İşi, gücü bir kenara bırakıp dışarıya bakıyorum. Devasa çam ağaçları gelin gibi bezenmiş. Dallarında kuşları göremiyorum. Güneş soğuğa inat buradayım der gibi uzaktan gülümsüyor. İşte bir kuş soğuktan bir daldan diğer dala konuyor. O da ne aniden 5 güvercin penceremin kenarına geliveriyor. Bunlar konuşuyor gibi yiyecek istiyorlar. Ne kadar ekmek varsa pencereme koyuyorum.

Köşede bir kedi feryat figan ağlıyor adeta. Soğuk yerlere bastıkça inliyor. Bir teyze elinde bir parça poğaçayı ufalayıp atıyor yesin diye…

Arkadaşlar bir grup kurmuşlar bir sitede sürekli oradan mesaj geliyor. Çocukları nasıl yetiştirmemiz gerektiğine ilişkin…

Maneviyatı öğretmemiz gerekiyor, diyor biri. Ben öyle yetiştirdim diyor diğer arkadaş…

Bir arkadaşın oğlu arıyor. Depresyondayım. Bazen gelenler geliyor. Hiçbir şeyle ilgilenmek istemiyorum.

Kızım şu ara benimle ilgilenmiyor.

***

Bir arkadaşım dün akşam İstanbul-Ankara yolunu yaklaşık 15 saatte arabayla geldi. Bir taraftan soğuk, diğer taraftan gecenin sessizliği, gizemi can telaşı, yaşam mücadelesi, yarın ki, planlar ve geçmeyen zamanın yüreğe yansıyan ruh halleri…

Bakın bu durumu nasıl anlattı. “Bu soğukta İstanbul’a gidilir mi dediler? Gidildi çünkü yaşlılar için gittik. 15 saat yolda kaldık. Kısmet nasip yolda kalmış bir yaşlıyı aracımıza aldık. Her şey bir vesile, burada toplantıya geç kaldım. Soğuktan donan bir kadını alıp kalacağı bir yere yerleştirdik.”

***

En yakın arkadaşım sürekli sitem ediyor. Ona yeterince vakit ayıramıyorum, diye…

Kahveyi köpüksüz yapıyorum. Canım sıkılıyor.

Biri o da dert mi diyor.

Kadının tek hayali mutlu bir aşk yaşamakmış…

Adam kafasına göre birini bulamamış.

Teknoloji aşkı öldürdü diyor bir okurum.

Mesele et değil, yürek diyor başkası.

“Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime.” Diyor Müzeyyen Senar o kadife sesiyle. Sonra bakıyorum ki, o da şimdi yaşlılığa bağlı sebeplerden dolayı rahatsız…

Hey gidi günler…

***

Tamam, kendime geliyorum. Yapmam gereken işlere yoğunlaşıp silkeleniyorum. Ruh halimi düzeltip yüzüme kocaman bir gülümseme oturtuyorum.

Sermayeniz doğruluk ise, yüreğiniz sevgiyle çarpıyorsa, hayatı kendi pencerenizin dışından da görebiliyorsanız…

İşte budur…

Geriye başka bir şey kalmayacak…

Yaptığımız güzellikler, iyilikler, yazılanlar…

Ey hayat! Sana söylüyorum. İyi ki varsın…