14 Eylül 2014 10:05

YENİ DERS YILI HEYECANIMIZ

Bu aralar çarşı pazarda apayrı bir hareketlilik var. Alışverişlerin hanımefendileri, beyefendileri çocuklarımız. Çantalar, defterler, kalemler, ayakkabılar…

Bütün veliler tatlı bir telaş içindeler. Tabi bunlar okula yeni başlayanlar ya da ara sınıftaki öğrencilerin velileri için geçerli. Bir üst okula geçen çocukların velilerinin çoğunda da stres ve belirsizlik var. Çünkü istedikleri okula yerleşemeyen öğrencilerin koşulları uygun olması halinde bir üst tercihlerine yerleşebilmeleri söz konusu.

Diğer yandan da teşvikten faydalanarak özel okula gitmek isteyen öğrencilerin ikinci yerleştirme başvuruları da bir hafta sonra. Yani bu sene okullar birçok öğrenci ve veli için daha heyecanlı bir bekleyişle açılıyor.

Hep söylediğimiz bir söz var yine söylemek zorunda hissediyorum kendimi umarım yeni eğitim öğretim yılımız veliler, öğrenciler ve öğretmenler için başladığı anda ki heyecanıyla, azmiyle, kararlılığıyla devam eder.

Hangi veliyle sohbet etsek bu sene çocuğuna daha fazla zaman ayıracağını, okula sık sık gelerek çocuğunun takibini yapacağını söylüyor. Öğrencilerle karşılaşıyoruz ayaküstü iki arada bir derede bu sene bomba gibi başlayacağını söylüyor. Valla maşallah! Bize de Allah bu düşüncelerini daim etsin diye dua etmek kalıyor o zaman.

Özellikle bir üst eğitim kurumuna geçiş dönemindeki öğrencilerimiz, okula biraz daha stresli başlıyorlar diğer öğrencilere göre. Ne yazık ki velilerin çoğunun da öğrencilerden kalır yanı yok. Bu konu da gerek öğretmenlerin gerekse velilerin çocukların bu yükünü hafifletmesi gerekir. Çünkü çocuğun her şeyden önce huzurlu bir ortamda, kaygıdan uzak kendini güvende hissetmesi hem akademik başarısını arttıracak hem de ruh sağlığını koruyacaktır.

Anne baba olarak hepimiz illaki her şeyden önce çocuğumuzun sağlıklı, mutlu olmasını isteriz. Ancak çocuğun okul başarısına öyle takılır kalırız ki onlara sadece derslerinden, notlarından başka bir şey düşünmediğimizi hissettiririz. Bu noktada çocuk kendini değersiz hissettiğinden aile ile inatlaşmalar başlar bunun neticesinde de doğal olarak okulda başarısızlık ve depresif bir ruh hali oluşur.

İşte bu yüzden aileler çocuklarına koşulsuz sevgilerini sunabilmeli, onların her daim arkalarında olduğunu hissettirmelidir. Çocuklarının bütün duygu ve düşüncelerine açık olmalı, sonuna kadar onları dinlemelidir. Onaylamayacakları bir durum olması halinde ise bunun sebebini akılda hiçbir soru bırakmayacak şekilde açıklamalıdır. Çünkü düşünceleri doyurulamayan çocuklar bu açlığı başka olumsuzluklarla kapatmaya çalışırlar. Neticesinde yanlış insanlar, yanlış arkadaşlar ve tabi ki hatalar zinciri…

Çocuklarımızı iyi bir okula gönderip onları öğretmenlere emanet etmekle sorumluluklarımızı yerine getirmiş sayılmadığımızın altını çizmek gerekir.

Çocuklarımızın arkadaş çevresi iyice gözden geçirilmeli bu konuda veliler arası iletişimin kurulması sağlanmalıdır.

Özellikle çocuklarımızın beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmeli. Mümkün olduğu kadar dışarıdan sağlıksız ürün tüketmelerinin önüne geçilmelidir.

Umarım velilerin, kendi sorumluluklarının farkında olduğu, çocuklarının yanında, onlara her anlamda güzel örnek teşkil edecek hal ve hareketlerde bulunacağı;

Öğretmenlerin mesleğinin gereklerini kusursuz yerine getirerek vicdan terazisini dengede tutacağı, hatalarının bedelinin bir insanın hayatı olacağını düşünerek, merhametli ve şefkatli ellerini öğrencilerinin üzerinden eksik etmeyecekleri; Okul idarelerinin de öğretmenine, velisine her sorunda yardımcı olan, öğrencilerinin hayata hazırlanmaları sürecinde görevli olanların vazifelerini eksiksiz yerine getirmelerini sağlayarak huzurlu, disiplinli bir okul ortamı hazırlayacakları bir eğitim yılı yaşarız.

Sevgiyle ve huzurla kalın…