|
Eczacılarımızın sorunları çıkan yasalarla azalır gibi gözükse de bana kalırsa artıyor. Çünkü eczanelerimiz mali anlamda artık ayakta durmakta zorlanıyor. Siz istediğiniz yasayı çıkartın eczanelerin cirolarının, kârlılıklarının artmasına etki etmiyorsa sorun çözülmüş olmaz.
Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Sekreteri Sayın Ecz. Harun Kızılay’ın Şanlıurfa’daki toplantısında ben de vardım. Önemli açıklamalarda bulunan Kızılay, 4.900 eczacının aylık 1551 TL kazandığını söyledi. Bu durum gerçekten üzücü. Siz koskoca bir eczane çalıştıracaksınız ve ay sonunda elinizde 1551 TL kalacak. Bununla da geçineceksiniz. Acilen maddi durumu iyi olmayan eczaneleri koruyacak modeller üzerinde çalışılmalı. TEB bu konuda uğraş veriyor. Örneğin sıralı dağıtım listesi ekonomik durumu iyi olmayan eczanelere yönlendirilebilir.
MF’lerde artık yok denecek kadar azaldı. Az ciro yapan ve bu sebeple depodan az ilaç alan eczaneler zaten MF alamıyor. Eczaneler arası ekonomik takas sebebiyle MF’lerin tamamen kaldırılması gündemde. Sağlık Bakanlığı eczaneler arası yüksek miktardaki takasları engellemek için GLN’den kutu limiti koymayı planlıyor. Sağlık Bakanlığı, bir eczane, başka bir eczaneden bir üründe 5-10 adetten fazla takas yapamaz derse bu durum takas yapan birbiriyle komşu eczaneleri sıkıntıya sokar. Eczanelerin depoculuk gibi hareket etmemeleri lazım. Depo gibi faaliyet gösteren eczaneler sebebiyle MF’ler tamamen kalkarsa kimse şaşırmasın. Çünkü gidişat o yönde. Eczacılarımızı üzen diğer bir konu ise düşen ilaç fiyatlarının bedelinin artık ilaç firmaları tarafından ödenmemesi. 2011 yılından eczacıların alacakları var halen.
Avrupa’da 100 bin kişiye 72 eczacı düşerken, Türkiye’de 100 bin kişiye 33 eczacı düşüyor. Türkiye’de 100 mezundan 82 tanesi eczane açma eğiliminde. İngiltere’de 11 bin eczane var. 46 bin eczacı var. İngiltere’de 1 eczanede yaklaşık 4 eczacı çalışıyor. Ciroları ise yıllık 1 milyon Euro civarındayken, ülkemizde binlerce eczacımız ekonomik sıkıntıyla boğuşmakta.
Türkiye’de eczacısı olmayan hastaneler, özel sağlık kuruluşları olursa, Tarım Bakanlığı’nda eczacı olmazsa durum günümüzdeki gibi olur. Bu arada TEB ile Tarım Bakanlığı arasında sorunlar da var. Zirai İlaçlar konusunda bir eczacı ve Bakanlık mahkemelik olmuş durumda. TEB de hukuk desteği veriyor. Kanun’da eczacının zirai ilaç satmaması ile ilgili bir ön şart yok. Onun için Tarım Bakanlığı’nın bu konuyla ilgili ruhsat alınmasını istemesi de yasal değil.
Son dönemde, muvazaalı eczaneler konusunda da ağır şartlar getirildi. Belki pek bilinmiyordur ama muvazaalı bir eczanenin tespiti halinde eczacı 5 yıl eczane açamıyor ve 2012 yılı başından itibaren SGK’ya kesilen bütün faturalar faiziyle birlikte eczacıdan geri alınıyor. Bu ağır yaptırımlar sonucu artık eczacılarımız daha dikkatli davranmalıdır. Kazanmasa da eczanesini kendisi çalıştırmalıdır. Geleceğini riske atmamalıdır.
Eczacılık artık kabuk değiştiriyor. Eczacının, hastanın ilacını yönetmesi (polifarmasi) önemli hale geliyor. TEB Genel Sekreteri Harun Kızılay’ın dediği gibi; “Eczacılık ölmeyecek ama eczacılık ekonomik anlamda çok farklı varyasyonlara girebilecek.”
TEB, Aile Eczacılığı örneklerini de değerlendirerek, ülkemizde uygulanabilirliğini araştırıyor. Bir aile eczacısının 3.500 nüfusa bakması rekabet ortamını da ortadan kaldıracaktır. Olumlu bir adım olabilir.
Hemen hemen her meslek mensubunun bir kimlik kartı var. Ama eczacıların yok. TEB’in eczacılar için çipli kimlik kartı çalışması yürütmesi güzel bir olay. Meslek hakkı ile ilgili Avrupa’daki örneklerin değerlendiriliyor olması da önemli. Bu arada, yönetmelikte eczane vitrinlerine ürün reklamları asılamaz” ibaresi yer alıyordu. Eczaneler, bu konuda İl Sağlık Müdürlükleri tarafından sıkı denetime tabi tutuluyor. Eczane camları reklamlardan temizlenmeye başlandı. Özetle TEB elinden geleni yapıyor. Bizlere düşen de onlara destek olmak.
Güzel günlerin bizleri beklediği umuduyla Ramazan Bayramınızı kutlarım.
|